SUNUM
7: Merhabalar...
Sizlerle, yasal korumasını yaptırmış olduğum “Paşabahçe’de Yazlık Sinema” adlı
şiirimi paylaşmak istiyorum:
PAŞABAHÇE'DE YAZLIK SİNEMA
Bin dokuz yüz altmışların ilk
yarısı...
Paşabahçe'nin tek
yazlık sineması;
Bitişiğinde,
Tevfik Paşa Yalısı.
Arada duvar ve defne yaprakları;
Zaten duvar üstü de
cam kırıkları...
Sırtı
oval-delik ahşap sandalyeler,
Boyası dökük
hatta biraz nemliler,
Gıcırdak
latalarla kenetlenmişler.
Ay ve yıldızlar,
lamba oluvermişler;
İnip ateş
böceklerine dönmüşler...
Ayşecik
yiyecek aşırdı
mutfaktan,
Necdet Tosun
hoplar-göbek koşaraktan
Ve elde-kepçe kaçırdı, yakınından.
Perdede Muhterem Nur
ve Salih Tozan,
Duygu fırtınası akardı, o
zaman...
Film arasışişe-açacak
şakırdı,
Sanki
"lingo-lingo" diye çığırırdı,
İçerken
genzime-burnuma kaçardı;
O yeşil
gazoz karşıma hiç çıkmadı,
Bu anılar da
yudum-yudum yazıldı...
Er arar, o
yosun-deniz kokusunu;
Çaprazında Paşabahçe İlkokulu,
Henüz Hastane yoktu,
karşısı boştu.
Şimdilerde
hayal kırıklığı dolu;
Yazlık Sinemam olmuş, bir
kum deposu!..
HASAN ER
Açıklama:En büyük çocukluk
özlemlerimden biri, nadiren de olsa; ailece yazlık sinemaya gitmekti.
Tevfik
Pasa Yalısı'nın müştemilâtı, yazlık sinemayla ortak olan duvarın hemen
bitişiğindeydi. Bazı akşamlar; yalı hizmetlilerinin çocuklarıyla beraber,
üzerinde cam kırıkları olan bu duvara tırmanır, eğreti de olsa film izlemeye
çalışırdık.
Tekrar
görüşmek üzere, iyi günler dilerim.